Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi COP26´da bilim insanları ile dünya liderleri, küresel ısınmayı 1,5 santigrat derece ile sınırlama gereğini defalarca vurguladı.
Türkiye´nin de onayladığı 2015 Paris Anlaşması küresel ortalama yüzey sıcaklığındaki artışı 2 derece ile sınırlandırmayı, mümkünse 1,5 derecenin altında tutmayı hedefliyor.
Bilim insanları, 1,5 derece eşiğinin aşılmasının insanlar, vahşi yaşam ve ekosistemler üzerinde çok daha şiddetli iklim değişikliği etkilerine yol açacağını söylüyor.
Bunu önlemek adına, 2010 seviyelerine göre, 2030 yılına kadar küresel karbondioksit emisyonlarının neredeyse yarıya indirilmesini ve 2050 yılına kadar da net sıfır emisyona ulaşılması gerekiyor.
Peki neden 1,5 santigrat derece, 1,5 ile 2 derece ısınma arasındaki fark nedir? Bilim insanları herkesin merak ettiği bu soruları yanıtlıyor.
Şu an ne durumdayız?
Dünya şimdiden, sanayi öncesi seviyelere göre yaklaşık 1,1 derece daha sıcak. Son kırk yılın her bir 10 yılı, 1850´den bu yana herhangi bir 10 yıldan daha sıcak geçti.
Almanya İklim Hizmet Merkezi´nden (GERICS) klimatolog Daniela Jacob, "Sadece birkaç on yılda böyle bir küresel ısınmayı hiç yaşamadık. Yarım derece bile, çok daha zor hava koşulları anlamına geliyor ve bunlar daha sık, daha yoğun olabiliyor ve zamanla uzayabiliyor."
Daha bu yıl, şiddetli yağmurlar Çin´i ve Batı Avrupa´yı sular altında bırakarak yüzlerce insanın ölümüne sebep oldu.
Kuzeybatı Pasifik´teki sıcaklıklar rekor seviyelere ulaştığında yüzlerce kişi daha yaşamını yitirdi. Grönland büyük erime olayları gördü, orman yangınları Akdeniz´i ve Sibirya´yı kasıp kavurdu ve Brezilya´nın bazı bölgelerini rekor düzeyde kuraklık vurdu.
East Anglia Üniversitesi´nden iklim bilimci Rachel Warren, "İklim değişikliği, dünya çapındaki her yerleşim bölgesini şimdiden etkiliyor" dedi.
Sıcak hava dalgaları, sel felaketleri, kuraklık ve yangınlar artıyor
Bilim insanları bu konuda hemfikir, küresel ısınmada orman yangınları, kuraklıklar, sel felaketler gibi doğal afetleri hem sıklaştırıyor hem de şiddetlendiriyor. 1,5 derece ve daha fazla artış, bu tür etkileri daha da kötüleştireceği kesin.
ETH Zürih´te iklim bilimci Sonia Seneviratne´ye göre, "küresel ısınmadaki her artış için, aşırı uçlardaki değişiklikler daha da büyüyor".
BM iklim bilimi paneline (IPCC) göre, insan etkisinin olmadığı bir iklimde her on yılda bir meydana gelen aşırı sıcaklık olayı, 1.5 derecelik ısınmada on yılda 4,1 kez ve 2 derecelik ısınmada 5,6 kez gerçekleşecek. Küresel ısınma 4 derece ısınmaya ulaşırsa bu tür olaylar on yılda 9,4 kez gerçekleşebilir.
Daha sıcak bir atmosfer aynı zamanda daha fazla nem tutabilir ve bu da sel riskini artıran daha yoğun aşırı yağışlara neden olabilir. Ayrıca buharlaşmayı artırarak daha yoğun kuraklıklara yol açar.
Bütün bu öngörüler ışığında, 1,5 ve 2 derece arasında 0,5 derecenin hayati öneme sahip olduğu ortaya çıkıyor.
Deniz seviyesi daha çok artacak
1,5 ile 2 derece arasındaki fark, Dünya´nın okyanusları ve donmuş bölgeleri için de kritik öneme sahip.
Pennsylvania Eyalet Üniversitesi´nden iklim bilimcisi Michael Mann, "Küresel ısınmayı, 1,5 derecede tutmamız halinde, Grönland ve batı Antarktika buz tabakasının çoğunun çökmesini önleyebilmemiz için iyi bir şans var" dedi.
Bu, yüzyılın sonuna kadar deniz seviyesinin yükselmesini birkaç metreye kadar sınırlamaya yardımcı olacak. Fakat yine de kıyı şeritlerini etkileyecek ve bazı küçük ada devletlerini ve kıyı şehirlerini sular altında bırakacak büyük bir değişiklik.
Ancak Mann´a göre, ısınma 2 dereceyi geçerse buz tabakalarının çökebileceğini ve deniz seviyelerinin 10 metreye kadar yükselebilecek, ancak bunun ne kadar hızlı olabileceği belirsiz.
Ayrıca 1,5 derecelik ısınma mercan resiflerinin en az yüzde 70´ini yok eder, fakat 2 derecede yüzde 99´dan fazlasının kaybolacağı öngörülüyor. Bu durum, balık habitatlarını, yiyecekleri ve geçim kaynakları için resiflere dayanan toplulukları yok edecek.
Kıtlık, orman yangınları ve hastalıklar artacak
1,5 dereceye karşı 2 derecelik artış da gıda üretimi üzerindeki etkiyi artıracaktır.
University College London´dan iklim bilimcisi Simon Lewis, "Dünyanın birkaç tarımsal merkezde aynı anda mahsul kıtlığı yaşanırsa, gıda fiyatlarında aşırı artışlar, dünyanın geniş bir bölümünde açlık ve kıtlığa sebep olacaktır" dedi.
Bilim insanlarında göre, daha sıcak bir dünya, sıtma ve dang humması gibi hastalıkları taşıyan sivrisineklerin daha geniş bir alana yayılmasına da sebep olacaktır.
2 derecelik artış aynı zamanda 1.5´e kıyasla daha büyük bir böcek ve hayvan yaşam alanlarının çoğunu kaybolmasına ve orman yangınları riskinin artmasına neden olacaktır.
2 derecenin üstünde kalırsa ne olur?
Bugüne kadar ülkelerin iklim taahhütleri, dünyayı sadece 2,7 derecelik hedefine ulaştırıyor. Yani gerekli olan 1,5 derece hedefinden şimdilik uzaktayız.
2,7 derecelik ısınma, yılın bazı bölümlerinde tropik ve subtropik bölgelerde "yaşanmaz ısıya" sebep olacak. Bilim insanları, bu şartlarda biyoçeşitliliğin aşırı derecede tükeneceğini, gıda güvenliğinin düşeceğini ve aşırı hava koşullarının çoğu kentsel altyapının başa çıkma kapasitesini aşacağını ileri sürüyor.
Uluslararası Enerji Ajansı, perşembe günü yaptığı açıklamada, COP26 zirvesinde açıklanan yeni vaatlerin uygulanması halinde, ısınmayı 1.,8 derecenin altında tutulabileceğini söyledi. Bu vaatlerin gerçek dünya eylemine dönüşüp dönüşmeyeceğini gelecekler ay ve yıllarda göreceğiz.
KAYNAK : https://tr.euronews.com/2021/11/08/iklim-krizi-1-5-ve-2-derecelik-kuresel-s-nma-aras-ndaki-fark-nedir-nas-l-sonuclara-yol-aca